Kanalları, laleleri, bisikletleri ve özgürlükleriyle ünlü Kuzeyin Venedik'i, Amsterdam
Amsterdam'da Nereler Gezilir?
1-Kanallar
Amsterdam ilk önereceğim yer Amsterdam Kanalları. Amsterdam'ın “Kuzeyin Venedik”i olarak tanınmasını sağlayan kanalları çok etkileyici. En ünlü kanallar Herengracht, Prinsengracht ve Keizersgracht. Kanalların tadına varacağınız en güzel yöntem de botlarla kanal turu yapmak. Dam meydanında ticket office'ler var oradan bilet alabilirsiniz ya da direkt limana gidin “Holland International” ve “Blue Boat Company”adlı 2 ünlü şirket var. Bir tanesinde Türkçe guide var. Sorup ona göre binersiniz. Fiyatı 12€.
|
2-Dam Meydanı
Dam Meydanı (Dam Square), Amsterdam’ın ana tren istasyonu (Centraal)’a 500m uzaklıkta bulunan Amsterdam’ın en önemli meydanı. Bizdeki taksim meydanı gibi düşünebilirsiniz. Amsterdam gezilecek yerler listesinde yer alan bir çok gezi noktasına yürüme mesafesinde bulunuyor. Amsterdam Kraliyet Sarayı (Royal Palace), Nieuwe Kerk, National Monument ve Madame Tussauds Bal Mumu Müzesi meydan üzerinde bulunan en önemli yerlerden.
|
3-Begijnhof

Roma Katolik kadınların yaşadığı 14. yüzyıldan kalma bir avludur. Avluda bulunan 34 numaralı ev 1528 yılında yapılmış ve Amsterdam’daki en eski evdir. Avluya ve etrafındaki bahçelere giriş serbest ve ücretsizdir. Fakat akşam 17:00 kadar açık. Burada günümüzde bekar kadınlar yaşamaktadır. Yakınlarındaysanız mutlaka uğrayın derim. Gerçi Amsterdam çok büyük olmadığı için bir şekilde yakınlarına düşeceksinizdir. Begijnhof, sizi modern bir alışveriş caddesinden aniden açılan bir kapıyla farklı bir zaman dilimine çıkartır. Sessiz, sakin, huzurlu ama yine de şehrin ortasında. Eğer turist kalabalıkları içinde sıkıldıysanız kesinlikle uğrayın.
|
4-Red Light District
Genelevler bölgesidir. Fakat her şeyin yasal olduğu bu yerde tasarlanmış mekanlardaki insanlar gösteriler yaparak insanları çekmeye çalışmaktadır. Red Light District'de devamlı gezen polisler mevcuttur. Kadınların evlerinde de acil durum butonları vardır. Bastıkları an polis kapıya gelir. Restoran, bar, kafe, tarihi binalar ve müzeler gibi yerler de vardır. Aslında burası şehrin en eski kısmıdır. Amsterdam’ın en eski kilisesi olan gotik Oude Kerk de buradadır. Dikkat edilmesi gereken nokta fotoğraf çekmek yasaktır. Bölge özellikle gece saatlerinde kalabalıklaşır. Hava karardıkça sokağı aydınlatan kırmızı ışıklar daha belirgin hale gelir. 14. yüzyılda kadın arayışı içerisinde şehre varan denizcilerin talepleri üzerine kurulan Red Light District’de birçok sex shop, randevu evi, gay bar, sinema, tiyatro ve çeşitli türlerde müzeler vardır. 250 kadar hayat kadını onlar için tasarlanan pencerelerde özel kıyafetlerinin içerisinde gösterilerini yaparlar.
|
5-Çiçek Pazarı

1862 yılında kurulmuş ve günümüze kadar devam eden Amsterdam Çiçek Pazarı (Bloemenmarkt) şehrin en önemli simgelerinden biri. Şehrin en orjinal çiçek pazarında gezerek eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Spui Meydanı’na ve Begijnhof‘a yaklaşık 5 dakika yürüme mesafesinde bulunan çiçek pazarında toplam 15 adet yüzen çiçekçi bulunuyor. Eğer çiçek almayacaksanız çok da görülecek bir yer değil. Zamanınızı başka noktalarda değerlendirin.
|
6-Rembrandtplein
Rembrandt Meydanı adını ünlü ressam Rembrandt Van Rijnal’dan almış olup Amsterdam’ın en güzel meydanlarından birisidir. Amsterdam’a 2006 yılında ilk gidişimde Rembrandtplein Meydanı üzerinden Rembrandst Square Hotel’de kaldığımdan dolayı Rembrandtplein ‘i 3 gece boyunca dolu dolu yaşama fırsatım olmuştu. Meydan Amsterdam’ın en hareketli noktalarından birisi . Eğlenceli gece hayatı, etrafta bolca bulabileceğiniz kafeler ile son derece hareketli bir nokta olan Rembrandtplein ‘inde eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Rembrandtplein ‘de ayrıca yurt dışında çok fazla şubesini bulamayacağınız Güllüoğlu‘na gidip özlem duyduğunuz Türk yemeklerini,tatlılarını keyifle yiyebilirsiniz. Ayrıca bölgede irili ufaklı birçok kumarhane de bulunuyor…
|
7-Royal Palace

Amsterdam Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis te Amsterdam) Hollanda'da bulunan 3 saraydan biridir. Saray Dam Meydanı'nda Ulusal Anıtın karşısında, Yeni Kilisenin yanında bulunmaktadır. Bina 20 Haziran 1655'te Amsterdam yöneticileri tarafından belediye binası olarak açılmıştır. Ancak günümüzde kraliyet sarayı olarak bilinmektedir. Jacob van Campen tarafından yapılmıştır. 1648 yılında Jacob van Campen Amsterdam Şehir Belediye Binası projesinin başına geçti. Binanın maliyeti 8,5 milyon Hollanda Guldenini buldu. Tüm binada kullanan sarımsı taşlar Almanya'dan getirildi. Ancak taşlar zaman içerisinde koyu bir renk aldı. Mimar Roma tarzı yönetici saraylarından esinlendi. Mimar Roma'daki kamu binalarından esinlendi ve Kuzeyde yeni bir Roma tarzında yönetici binası yaratmak istedi. Bina Pek çok defa Dünyanın 8. Harikası olarak anıldı. Zamanında Avrupa'nın en büyük yönetici binasıydı. Daha sonradan kraliyet sarayına dönüştürülen bina, Kraliçe devlet ziyaretleri, Yeni yıl resepsiyonları ve resmi işlemlerde kullanmaktadır.
|
8-Van Gogh Müzesi

Van Gogh Müzesi Amsterdam, Hollanda'da bulunan Hollandalı ressam Van Gogh'un çalışmalarının sergilendiği müzedir. Müze Dünya'da Van Gogh'un resim ve çizimlerinin sergilendiği en büyük müzedir. Müzeyi 2005 yılında 1.417.000 kişi ziyaret etmiştir. Müze ulusal bir müze özelliği taşımaktadır. 1973 yılında kurulmuştur ve Gerrit Rietveld’in tasarladığı bir binada bulunmaktadır.
Van Gogh Müzesi’ni 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Müze, 25 Aralık ve 25 Nisan günleri kapalıdır.Müze giriş ücretleri şöyledir: Tam bilet 14 Euro, 16 yaşına kadar olan kişiler ve iAmsterdam kart sahiplerine ücretsizdir. Müze engelli erişimine uygundur.Van Gogh Müzesi Rijksmuseum ve Stedelijk Müzesi arasında bulunmaktadır. Müze girişi Paulus Potterstraat 7’dir. Central Station (Merkez İstasyon) dan 2 ve 5 numaralı tramvaylar ile ulaşabilirsiniz.
|
9-Heineken Experience

Amsterdam’da yer alan tarihi bira fabrikası ve ziyaretçi merkezidir. 1867 yılında Heineken bira fabrikası olarak inşa edilen yapı 1998 yılında daha büyük bir yere taşınana kadar burada hizmet vermiştir. Fabrikadan müzeye dönüştürülen Heineken Experience ulusal bir müzedir ve Avrupa Sanayi Mirası listesinde yer almaktadır. Giriş ücretleri 18 EUR civarında. Bu fiyata içeride iki içki dahil. Bira yapımı ve tadımı hakkında bilgi sahibi olmak ve keyifli vakit geçirmek için güzel bir mekan. 5 dk süren bir film ile bitiyor. 2 bira hediye ediyorlar ama 1 bira 1 diploma alabileceğiniz alanı ziyaret edin.
Heineken Experience Pazartesi – Perşembe 11.00 – 19.30 (son giriş 17.30), Cuma – Pazar 11.00 – 20.30 (son giriş 18.30) arasında ziyaret edilebilir. 1 Ocak, 25, 26 Aralık ve 30 Nisan günleri kapalıdır. Rehberli tur yaklaşık 1,5 saat sürmektedir ve grupların karışmaması için hızı takip etmek gerekmektedir. 18 yaşından küçük ziyaretçiler ancak yetişkin biri eşliğinde kabul edilir. Hollanda yasalarına göre 16 yaşından küçük ziyaretçilere bira servisi yapılmaz.
|
10-Vondelpark

Amsterdam’daki en büyük parktır. Her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçisi olan yer ayrıca Amsterdam’ın en ünlü parkıdır. Park, Rijksmuseum, Stedeljik Museum ve Van Gogh Müzesi yakınında bulunmaktadır. Amsterdam’ın ünlü parkı Vondelpark 1864 yılında bir grup Amsterdam vatandaşı tarafından kurulmuştur. 8 hektarlık alanı satın almak için para birleştirmişler ve peyzaj mimarı Jan David Zocher ile parkı modern İngiliz tarzında tasarlaması için görüşmüşlerdir. Park, 1865 yılında Nieuwe Park adı ile açılmıştır. 1867’de Flemek şair Joost van den Vondel heykeli parka yerleştirildikten sonra parkın ismi Vondelpark olarak değiştirilmiştir. Sonrasında parkı genişletme çalışmaları yapılmıştır ve günümüzdeki alanı olan 45 hektarlık alana ulaşılmıştır. Amerika Central Park tarzı bir mekan. Tüm şehirden kaçıp doğayla baş başa kalabilirsiniz. Şehrin hızından rahatsız olduysanız buraya kaçın derim.
|
11-Amsterdam Central

Amsterdam’ın merkez tren istasyonudur. Ayrıca Hollanda’nın da ana istasyonlarındandır. Bir günde transfer yolcular hariç yaklaşık 250.000 yolcu kapasitesine sahiptir. 51, 53 ve 54 numaralı Amsterdam metro hatlarının başlangıç noktasıdır. Amsterdam Central Pierre Cuypers ve A. L. Van Gendt tarafından tasarlanmıştır. 1889 yılında açılan istasyon 40 metrelik demir bir çatıya sahiptir. İstasyon şu anda Kuzey / Güney 52. metro hattı inşası nedeniyle yenilenmektedir. İstasyon, Londra’daki Liverpool Street İstasyonu ile ikizdir.Amsterdam Central istasyonu varış noktanız ise istasyonun altındaki üç tünel sizi iki farklı yöne götürür. Amsterdam Centre Side (Amsterdam merkezi yönü) ve Amsterdam North Side (Amsterdam Kuzey Yönü). Eğer feribot ile seyahat etmeyecekseniz merkez çıkış noktasından çıkmalısınız. Tüm otobüs, tramvay ve metro hatları burada konumlandırılmıştır. Seyahatinize taksi ile devam etmeniz gerekiyorsa Main Entry (Ana giriş) in hemen önünde taksiler bulunmaktadır. Metro girişi ise Eastern Entry (Doğu girişi) kısmındadır. Amsterdam Central çıkış noktanız ise buraya özel araç ile ulaşamazsınız. Taksi ve otobüs ile istasyona ulaşım mümkündür. İstasyon içerisinde 15 tane platform bulunmaktadır. “a” ve “b” olarak ikiye ayrılan platformlardan hangisine gitmeniz gerektiğinizi biletinizden bulabilirsiniz.
Amsterdam Central’dan Paris, Bürüksel ve Köln’e tren bulunmaktadır. Hızlı trenlerle sağlanan ulaşım bu ülkeleri daha da yakın hale getirmektedir. Ayrıca bu istasyondan Amsterdam Schipol Havaalanına tren mevcuttur. Genellikle 10 dakikada bir düzenlenen seferler 14a veya 15. platformdan kalkmaktadır.İstasyon ve çevresi genel olarak güvenlidir. Etrafındaki yapı inşaatları kötü bir görüntü sergilese de büyük bir sorun teşkil etmez. Fakat yine de bagaj ve eşyalarınıza göz kulak olmanız ve yan kesicilik olayına dikkat etmeniz tavsiye edilmektedir. Eğer bu istasyondan yola çıkacaksanız 15 dakika önce varmanız ve platformun sakin olmasını beklemeniz iyi olabilir. Biletinizi makineden alıyorsanız üzerinde koda dikkat etmelisiniz. İstasyon içerisinde turist danışma noktaları ve kayıp eşya büroları vardır. Herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda bu noktalardan yardım alabilirsiniz.
|
12-Rijksmuseum

Hollanda Ulusal Müzesidir. Amsterdam’da bulunan müze sanat ve tarihe adanmıştır. Müze meydanında, Van Gogh Müzesi, Stedeljik Müzesi ve Concertgebouw’a yakın bulunmaktadır. Müze, 1800 yılında Hague’de kurulmuştur ve 1808 yılında Amsterdam’a taşınmıştır. Bu dönemde Royal Palace ve Trippenhuis’de bulunan müze son olarak şu anki yerine taşınmıştır. Son binası Pierre Cuypers tarafından tasarlanmıştır ve 1885 yılında açılmıştır. Fakat 2003 – 2013 yılları arasında yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı olan Rijksmuseum 13 Nisan 2013 tarihinde 375 milyon Euroluk bir harcamanın ardından Kraliçe Beatrix tarafından kapılarını ziyaretçilere tekrar açmıştır. Müze içerisinde 8000 parça sanat ve tarih eseri mevcuttur. Rijksmuseum içerisinde Rembrandt, Frans Hals ve Johannes Vermer gibi ünlü ve değerli sanatçıların eserleri görülebilir. Müze içerisinde Asya’ya özgü eserlerin sergilendiği bir bölüm de vardır. Birçok bölgeden farklı konularla ilgili çalışmaların görülebileceği Rijskmuseum özellikle 17. yüzyıldan kalma Flemenk sanatçıların eserleri görmeye değerdir. Sanat eserlerinin yanı sıra orta çağdan 20. yüzyıla Hollanda tarihine ait parçalar da mevcuttur. müze içerisinde heykel, porselen, mobilya, cam, takı, kostüm, tekstil, bronz ve bakır ve çok daha fazlası görülebilir. Rijksmuseum Ziyaret Günleri ve Ücretleri ile Ulaşım Rijksmuseum yenileme çalışmaları nedeniyle 13 Nisan 2013’e kadar kapalıydı. Yeniden açılan müze her gün 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bilet ofisi 16.30 da kapanmaktadır. Müze, 1 Ocak’ta kapalıdır.Rijksmuseum bilet fiyatları ise şöyledir: tam bilet 15 Euro, 18 yaş ve altı ziyaretçiler ücretsiz, ING bank ve EYCA kart sahiplerine 7.5 Euro. Öğrenciler için özel bir indirim yoktur. Bilet, girişten ya da online olarak satın alınabilir.
|
13-Albert Cuyp Market
Amsterdam’ın De Pijp bölgesinde bulunan Albert Cuyp caddesi üzerinde kurulan ünlü bir sokak pazarıdır. Cadde adını 17.yy ressamlarından olan Alber Cuyp’tan alır. Albert Cuyp Market in geçmişine bakacak olursak bu şirin ve ünlü sokakta alışveriş ilk olarak 20.yy başlarında 1904 yılında haftanın sadece pazar günleri başlamış. Daha sonra 1912 yılında ise cadde üzerinde haftanın 6 günü pazar kurulmaya başlanmış. Günümüzde ise Albert Cuyp Market Avrupanın en ünlü ve büyük sokak pazarı olmasının yanında çok da güzel bir turist gezi noktasıdır. Pazar üzerinde meyve, sebze, kıyafet, balık, Hollanda peyniri ve 2.el eşya gibi bir çok eşya satılmaktadır. Pazarda Türk ürünlerine de rastlayabilirsiniz. Özellikle cumartesi günleri Albert Cuyp Market çok fazla kalabalık olabiliyor. Pazar gündüz saat 09:30 da kuruluyor ve akşam saat 17:00 gibi toplanıyor. Amsterdam geziniz boyunca burası çok farklı ve eğlenceli bir gezi alternatifi olabilir.
|
Kuzeyin Venedik'i olarak da anılan Amsterdam, adını üzerinde kurulduğu Amstel nehrinden alan bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. Baraj anlamına gelen DAM kelimesi ile ilk ismi Amstelredamme olarak anılmış. Fakat yıllar geçtikçe ismi Amsterdam olarak değişmiş. Bugün 1,5 milyon nüfus ile Hollanda'nın en kalabalık ve zengin şehridir.
17.yüzyıl yapılarıyla Avrupa'nın en köklü şehirlerinden biridir. İç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların bazıları doğal bazıları ise insan eliyle yapılmalıdır. Amacı suları denetim altına almaktır.
Farklı kültürlerin bir arada huzurlu yaşadığı tam bir hoşgörü şehridir Amsterdam. Sanat ve eğlencenin bir arada dolu dolu yaşandığı kökleri çok eskiye dayanan bu kent turizm açısından yıllık 4.2 milyon turist ile en çok ziyaret edilen 5.merkez haline gelmiş.
Eğer hem toplu ulaşımı çok sık kullanacağınızı hem de müzelere ve diğer aktivitelere giriş yapmayı düşünüyorsanız en ekonomik yöntem IAmsterdam City Card kartı satın almak. Kartlar tren istasyonundan, otellerden, metro istasyonlarından alınabilir.
Amsterdam'da keyif verici madde kullanılan yerlere Coffee Shop deniyor. Haşhaş, marihuana, esrar serbest. Fakat bir coffee shop'da alkol satılması yasak. İlginç gelse de Coffee Shop'larda normal sigara de içmek yasak. Amsterdam'da barlar ve Coffee Shop'lar en geç gece 1'de kapanır. Haşhaş ve marihuana, kişisel kullanım için kişi başı 5 gramdan fazla olmamak koşuluyla satılıyor.
Red Light bölgesinde bir çok Coffee Shop göreceksiniz. Bunlar arasında The Bulldog en meşhuru. Bazılarının kapısında kimlik kontrolü var. Adımınızı içeri attığınızda duman altı kahvehane ortamı gibi bir yere giriyorsunuz.
Red Light District, "Kırmızı Fenerli Evler" olarak Türkçe'ye çevrilebilir. Kısaca genelev mahallesi diyebiliriz. Bu mahalledeki bir çok sokakta içerisinde kırmızı neon ışıkları yanan evler bulunmakta. Bunlar seks işçilerinin çalıştığı evler. Geçmişi çok eskiye dayanıyor. Limana yakın olan bu mahalledeki kızlar para kazanmak için gemilerden inen mürettebatın cinsel ihtiyaçlarını karşılıyorlarmış. Denizciler de hangi evin genelev olduğunu anlamak için kırmızı ışıklara bakıyorlarmış. Günümüzde hala Amsterdam'da genelevler faal ve serbest. Kızlar camekana çıkıp vitrin yapıyorlar. Müşteri geldiğinde kapıda pazarlık yapıp içeri alıp perdeyi çekiyorlar. Çocuklu çoluklu bir çok turist de burayı gezmeye geliyor. Burada dolaşmak sandığınız gibi ayıp bir durum gibi görülmüyor. Küçüklü büyüklü insanlar buralarda akşamları dolaşıyor. Zaten çıplaklık da söz konusu değil. Bir plajda görebileceğiniz kadar açıklık mevcut. O yüzden gezmek isterseniz çok da nahoş bir durum yok. Red Light District'de fotoğraf çekeyim demeyin. Yasaktır. Kızlar anında polise haber verirler.
Amsterdam, görüp görebileceğiniz, metrekareye düşen en çok bisikleti bulunduran bir yer.
Şehirde insan sayısının 2 katı bisiklet mevcut. Peki nasıl oluyor bu? Herkesin bir işe gitmek için, bir de hafta sonu gezmeleri için 2 bisikleti var. Her yıl 60.000 bisiklet hırsızlığı oluyor. Bunun için işe giderken kötü bir bisiklet tercih ediyorlar. Fakat hafta sonu daha lüks olan bisikletlerini kullanıyorlar. Hoş! Bu kadar bisiklet olur da bunları park edecek yer olmaz mı! Katlı otoparklar gibi bisiklet parkları var. Bisikletlere özel trafik ışıkları bile var. Eğer dikkat etmezseniz yaya olarak sizi ezip geçerler. Bir de azar işitirsiniz. Bisikletlilere dikkat! Öncelik onların...
Amsterdam'da karşıdan karşıya geçmek de biraz zahmetli. Önce bisiklet yoluna, sonra tramvay yoluna sonra otomobil yoluna bakıp geçmeniz lazım.
Amsterdam evlerine baktığınızda şöyle bir detay göreceksiniz. Evlerin pencereleri geniş fakat apartman kapıları ufacık. Biz de merak ettik bu evlere nasıl eşya taşınıyor diye ve şöyle bir cevaba ulaştık. Meğer eşyalar evlere pencereden giriyormuş. Evin pencereleri sökülebiliyor... Her apartmanın tepesinde de bir kanca mevcut. Bir halat vasıtasıyla eşyalar sökülen pencereden içeri çekiliyor. Pratik bir çözüm. Bu sayede apartman dairesindeki boşluğu küçük tutarak evlerin metrekaresini artırıyorlarmış. Yıllarca kanca ile eşya taşınmasından dolayı da eski kazıkların üstünde duran evler biraz öne doğru meyil var.
Konut sıkıntısının başlamasıyla eski tekneler kanallarda ev olarak kullanılmaya başlanmış. Bu evler kanala sabitlenmiş. İçerisinde bir evde olması gereken herşey var. Hatta doğalgaz bile bağlı. Fakat mevcut durumda bu evlerin kullanan kesim değişmiş, eskiden zorunluluktan buralarda oturulurken şimdilerde bohem hayatına düşkün sanatçılar, yazarlar veya genç nesil tercih ediyormuş. Hareket etmeleri yasaktır ve normal dairelere göre kiralık fiyatları biraz yüksek...
Amsterdam kazıklar üstüne çakılı bir şehir. Altı tamamen su olduğu için toprak zemin yumuşak. Bu nedenle evleri dik tutabilmek için evlerin temeline tahta kazıklar çakmışlar. Amsterdam'da dolaşırken öne doğru eğilmiş evler göreceksiniz. Kazıklar hava ile temas ettiği zaman çürüyor ve evlerin öne doğru eğilmesine neden oluyor. Kanaldaki suyun seviyesini hep sabit tutmak için özel sistemler kullanılıyor.
Amsterdam'da elmas işçiliği meşhurdur. Peki nerden gelmekte bu sanat? İspanyol engizisyonundan kaçan Yahudiler o dönem dini hoşgörüsü yüksek olan Hollanda'ya yerleşmişler. Kent nüfusunun dörtte biri Yahudilerden oluşmaktaymış. Yahudiler elmas işçiliğindeki hünerleri ile bilinirler. Biz de elmas fabrikası Gassan Diamonds gezdik. Hem nasıl yapıldığını gösteriyorlar. Hem de satış yapıyorlar. Gassan o kadar meşhur bir elmas üreticisi ki, İngiltere kraliçesinin tacındaki taşları bile bunlar yapmışlar.
Hollanda ve Lüksemburg bayraklarının hemen hemen aynı olduğunu biliyor muydunuz? Gariptir her ikisi de yatay olarak kırmızı, beyaz mavi renklerden oluşur. Nüans olarak da şu söyleniyor; Hollanda'nın mavisi kobalt mavisiymiş. Tasarım olarak sınırsız imkanlara sahip insanoğlu bu kadar önemli bir meselede nasıl aynı bayrağı kullanabiliyor? 1890'lara kadar hem Lüksemburg hem de Hollanda'nın dükalığını aynı kişi yapmış. Büyük olasılıkla sorun burdan kaynaklanıyor.
Amsterdam'a gittiğinizde birçok yerde XXX simgesini göreceksiniz. Internet camiasında her ne kadar bu simge cinselliği ifade etse ve üstelik Amsterdam da seksin uyuşturucunun vatanı olsa da, düşündüğümüz gibi XXX bu anlamda bir simge değilmiş. I.yy da Amsterdam da bir balıkçı X şeklinde bir çarmağa gerilerek idam edilmiş. Liman şehri olan Amsterdamlılar da bu olayı unutmamak için bayraklarında X kullanmışlar. Birinci X şehri vebadan, ikinicisi yangından, üçünsüsü ise selden koruyormuş. Sonraları da kraliyet armasında kullanılmış. Hala banklarda, hediyelik eşyalarda ve muhtelif yerlerde XXX görebilirsiniz.
Kanal turu çok güzel 1-2 saat geçirmenizi sağlayacaktır. Şehri gezmeye başlamadan evvel bir kanal turu yapmanızı öneririm.
Bir şehri gezmenin en hızlı yöntemlerinden bir tanesi hop-on hop-off turlarıdır. Amsterdam'da gezilecek yerleri bir günde bitirmek isterseniz mutlaka bir hop-on hop-off turu satın alın. Amsterdam Central Tren İstasyonunun karşısında kırmızı renkli otobüsleri göreceksiniz. İsterseniz hem kanal turu hem de hop-on hop-off gezisini kombo menü ile indirimli fiyata alabilirsiniz.
Şehri bisikletle gezmeye deneyin. Bu çok hoşunuza gidecek. Zaten şehirde herkes bisiklet kullanıyor. Bu nedenle bisikletler için özel yollar, trafik ışıkları ve park alanları mevcut.
Resmi olmayan taksileri kullanmamaya dikkat edin. Aksi halde aşırı ücret ödersiniz.
Coffee shoplar dışında keyif verici madde satan zencilerle hiç bir zaman alış veriş yapmayın.
Amsterdam ne kadar güvenli olsa da çok kalabalık yerlerde çantanıza ve cebinize dikkat edin. Aşırma işleri olabiliyor. Sırt çantanızın fermuarı kolay açılabiliyorsa kalabalık yerlerde önünüze alın.
Çeşme suları temizdir, içilebilir. Hatta dünyanın en iyi içme suları olduğu söyleniyor. O yüzden sadece bir kez pet şişede su alıp, sonrasında musluklardan doldurma yöntemini seçin.
Manneken Pis adlı patates kızartması satan dükkan tavsiye edebileceğim lezzetli patatesler satıyor. Bir külah içinde hangi soslardan isterseniz ekleyip veriyor. Tadı muhteşem, deneyiniz. Yeri ise, Dam meydanı ile tren garı arasındaki yolda.
Tahta pabuçlar eskiden gerçekten giymek için yapılıyormuş. Fakat şimdilerde hediyelik eşya olarak yapılıp satılıyor. Fakat giymek isterseniz de ayağınıza uygun bir numarasını alarak deneyebilirsiniz.
Laleler, Osmanlı'nın Hollanda'ya hediye edip sonra bizim şu anda Hollanda'dan ithal ettiğimiz laleler Amsterdam'ın meşhurlarından. İsterseniz sadece tahta lalelerden alıp dekoratif amaçlı evinize koyabilirsiniz.
Peynirleri ile meşhurdur. Gauda, Edam, Leerdammer peynirlerinden alabilirsiniz. Yassı toplar halinde satılır. Eğer ekonomik olmasını isterseniz Dam meydanında büyük bir süpermarket var. Orada çeşit çeşit peynir var. Markalı olsun isterseniz de tadına bakıp alabileceğiniz peynircileri her yerde görürsünüz.
(Bu yazı için www.dunyayigeziyorum.com sitesi, Alper Ebiçoğlu'na teşekkürler)